Bir insanın normalde her zaman çıkardığı sesten daha farklı ses çıkarmasına genel olarak ses kısıklığı denir. Buna daha ince, daha kaba, çatallı, çabuk yorulan, sürekli kısılabilen, bazı enfeksiyonlarda hatta hiç çıkmayan seslerin hepsi dahildir...
Sesi oluşturan mekanizma aslında oldukça basittir. Ses telleri denilen kas sistemi, kıkırdaklar ve sinirlerle uyarılarak açılır ve kapanır. Açıldıkları zaman nefes alırız. Kapandıkları zaman ise aşağıdan, yani akciğerlerden gelen hava, iki ses telinin arasından geçerken bir vibrasyon oluşturur. Bu da sesin oluşmasını sağlar.
İçindekiler
Boğazımızdaki yani burnumuzun arkasındaki geniz boşluğumuz ve ağız boşluğumuz bunun rezonansını verirken, dilimiz de karakterini verir. Sesin ana mekanizması olan ses tellerinde oluşabilecek herhangi bir oluşum, hastalık ya da problem ses kısıklığına yol açabilir.
Ses Kısıklığının Nedenleri
Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları
Ses kısıklığının en sık görülen nedeninin üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Bu gibi durumlarda sesin birkaç gün kadar hiç çıkmayabilir.
Üst solunum enfeksiyonu yaşayan örneğin sinüziti olan bir kişi, ses tellerine doğru akıntısı olduğu için öksürmek zorunda kalır. Öksürük travması, seste daha çabuk yorulmayı getirdiği için ses kısıklığı yaratan başlıca sebeplerden biri.
Sesin Yanlış Kullanımı
Günümüzün modern dünyasında sesin yanlış kullanımına bağlı ses kısıklıkları da sıkça görülmeye başlanmıştır. Sesini daha profesyonel kullanan insanlar yani öğretmenler, doktorlar, avukatlar, çağrı merkezleri çalışanları veya pazarcılar gün içinde çok sık veya çok yüksek tonda konuşmak durumundalar. Bunların bir kısmı yoğun ve gürültülü ortamlarda çalıştıkları için sesini yanlış kullananlar daha çok bu gruplardan çıkıyor.
Sesi yanlış kullanmak aslında normal ses tonundan daha yüksek tonda konuşmak ve yüksek tonda uzun süre konuşmak anlamına geliyor. Çevresel faktörler nedeniyle sesi yükseltmek, sesin kısılmasına yol açacak kadar sesi yanlış kullanmaya sebep olabiliyor. Sesini yoğun kullanmak zorunda olan kişilerin özellikle bol su içmeleri önerilmektedir.
İnsanlar konuşurken su içtikleri ve ses tellerini ıslak tuttukları sürece, ses telleri çok daha rahat çalışır. Islak bir ortamda, kaygan bir zeminde, aşağıdan gelen havayla çok daha iyi titreşirler.
Nemli, klimalı veya basınçlı ortamlar da ses kısıklığına sebep olabilen faktörler arasında. Örneğin uçakta bağırarak konuşmak sesi yoran bir yanlış ses kullanımı.
Reflü ve Alerji
Ses kısıklığına sebep olan hastalıkların başında ise reflü yer alıyor. Yapılan araştırmalara göre ses kısıklığı nedenlerinin yaklaşık yüzde 64’ü reflü nedeniyle oluşuyor. Midedeki asidin yemek borusuna kadar gelmesi ve bu asit salgısının yemek borusunun dışına çıkıp ses telleri üzerinde zehirleyici (toksik) bir etki yapması ses kısıklıklarına sebep oluyor. Buna larengofarengeal reflü deniyor. Bu durumlarda hasta sürekli olarak sesini temizlemek zorunda kalıyor.
Ses kısıklıklarına neden olan bir diğer faktör alerjidir. Alerjik bir insanın özellikle alerjenle karşı karşıya kaldığı dönemde sıkıntılar yaşar, bahar aylarında kişinin sesinde yorgunluk, ses tellerindeki ödemden dolayı bir kabalaşma olur. Bu dönemde sesini yorması ve ona daha fazla güç vermeye kalkışması yanlış bir kullanımdır.
Nodül ve Polipler
Tüm bu yanlış kullanımlardan bir ya da birkaçı birleşerek ses telinde nodüle neden oluyor. Her iki ses telinde de simetrik olarak oluşan nasırlaşma gibi kabarıklıklara nodül deniyor. Nodül tamamen yanlış kullanma sonucunda oluşuyor. İnsanların kendilerini ses kısıklıklarından korumalarının en önemli yolu seslerini doğru kullanmayı öğrenmeleri. Nodül çok uzun zamanda gelişiyor. Örneğin bir öğretmenin işe başladıktan hemen sonra sesinde nodül oluşmaya başlarsa, belirtisi olan ses kısıklığı bir hafta sonra değil en az 3 ay sonra ortaya çıkıyor.
Polip ise yine sesin yanlış kullanımına bağlı olarak gelişen akut bir travma. Bilinçsiz bir şekilde yapılan ani bir bağırmaya bağlı olarak oluşan küçücük bir kanamayla ses telinde polip oluşuyor. Bağırırken sinirli olmak ve aşırı gerginlik de polipe neden oluyor. Oldukça sık görülen polipler bir günde ses kısıklığı yaratıyor. Hastalar genelde, maça gidenler, sinirli bir şekilde çocuğuna bağıranlar veya pazarcılardan oluşuyor.
Kist ve Papillom
Ses kısıklığını yaratan bir diğer faktör ise kist. Ses telinin içinde yer alan kist, oradaki salgı üreten bezlerin tıkanmasıyla oluşuyor. Kist en fazla öksürükle birlikte görüyoruz. Örneğin yoğun bir üst solunum yolu enfeksiyonu sırasında öksüren bir kişide kist oluşabiliyor. Kist oluştuktan sonra ise, seste yorgunluk ve çatallanma oluyor. Özellikle çatallık kistin çok tipik bir örneği.
Selim lezyonlar da ses kısıklığına yer açabilen faktörlerden. Selim lezyonların hiçbiri kanser değil ve dikkatli muayene edilip doğru tanı konulduğunda cerrahi tedavi sayesinde gayet başarılı sonuçlar almak mümkün.
İyi huylu bir tümör olan papillom hastalığı da ses kısıklığına sebep açan faktörlerden biri. Bu hastalığın en büyük özelliği ise sürekli tekrar etmesi. Bu yüzden tedavisinde kullanılan lazer cerrahiyi de tekrar etmek gerekiyor. Erişkin kişilerde kanserleşme riski olan papillom, hep kontrol altında tutulması gereken bir hasta grubu.
Reinke Ödemi
Ses kısıklığına neden olan bir diğer hastalık, ses tellerinde oluşan ve Reinke adı verilen ödem. Özellikle sigara içen kadınlarda görülen bu hastalık, kadınlarda erkek gibi kalın sesle konuşma şeklinde kendini gösteriyor. Reinke, çok konuşan, reflüsü olan, günde bir paketin üzerinde sigara içen kadınların hemen hepsinde oluşan bir problem.
Diğer Sebepler
Ses kısıklarının nadir görülen sebeplerinden biri de doğumsal bozukluklar. Bunların arasında en sık görülen, ses tellerinin yapışık olması ve birbirlerinden ayrılmamış olması. Doğumsal bozuklukların tedavisinde çok küçük yaşlarda çok iyi sonuçlar elde edilmese de, daha ileri yaşlarda bu başarıyı yakalamak mümkün. Hipertansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları gibi östrojen ilaçları da ses tellerinde kuruma yaptığı için ses tellerinin daha çok yıpranmasına neden olabiliyor.
Ses Kısıklığına Ne İyi Gelir?
Ses kısıklığı; aslında tek başına bir hastalık değil, bir hastalığın habercisi niteliğinde görülebilmektedir. Seste gelişen kısıklık, boğuklaşmalar ve değişimler için öncelikle mutlaka uzman doktor kontrolünden geçmek gerekmektedir. Bu sayede seste meydana gelen kısıklık ve buna neden olan problemler araştırılmaktadır.
Kısa süren ses kısıklığı korkulacak bir durum yaratmaz çünkü soğuk algınlığına bağlı olarak gelişebilir ve adından da anlaşılacağı üzere kısa sürede kendiliğinden geçmektedir. Ancak uzun süreli ses kısıklığı söz konusuysa alanında deneyimli ve uzman bir doktora gidip muayene olmak gerekmektedir.
Ses kısıklığı genellikle akut larenjite bağlı olarak gelişebilmekte ve kişiler, evlerinde birtakım doğal tedavi yöntemleri deneyebilmektedir.
Ses kısıklığının akut larenjite bağlı olduğu durumlarda evde yapılabilecek doğal tedavi yöntemleri aşağıdaki gibidir:
- Boğaz ağrısı mevcutsa ılık su ile gargara yapılabilir.
- Nemsiz ve kuru bir ortamda bulunmak boğazı tahriş edebilir ve bunun sonucunda ses kısıklığı meydana gelebilir. Bu durumu engellemek için kişinin bulunduğu ortamı nemlendirmesi gerekmektedir. Ayrıca ılık bir duş almak da iyi gelecektir.
- Boğazı rahatlatmak adına pastil kullanılabilir.
- Bir bardak suyun içerisine yaklaşık 2 çorba kaşığı kadar sirke ve biraz da bal eklemek, ses kısıklığını önleyecektir.
- Sarımsak, doğal antibiyotik lakabı ile ünlüdür. Ses kısıklığını gidermenin bir diğer yolu ise sarımsak tüketmektir.
- Rahatlatıcı etki sağlayan bitki çaylarını dengeli bir şekilde tüketmek de ses kısıklığının giderilmesinde yardımcı olacaktır.
- Taze zencefil kökünü rendeleyip meyve suyunun içerisine katarak tüketmek de boğazı rahatlatacağı gibi hem öksürüğü giderir hem de ses kısıklığını önlemektedir.
Ses Kısıklığı Tedavi Yöntemleri
Nodüller
Nodülün tedavisinde sesin düzelmesi için hastaya ses terapisi uygulanıyor ve sesini düzgün kullanması öğretiliyor. Öncelikle nodüle yol açan ve sesini yanlış kullanmasını etkileyen faktörler belirleniyor. Daha sonra hastayı bunlardan arındırma çalışmaları başlıyor. Nodülde, cerrahi tedavi en son düşünülen yöntemlerden biri. Ancak nodülün dışındaki polip ya da kist gibi tüm hastalıklarda cerrahi tedavi uygulanıyor. Bu hastalıkların altında da sesin yanlış kullanımı olduğu için, bu hastalara da operasyon öncesi ya da sonrasında mutlaka ses terapisi öneriliyor.
Ses terapisi, bir kişinin sesini düzgün bir şekilde kullanabilmesini hedefleyen bir tedavi yöntemi. Bu yöntemde hastanın sesini kullanırken, postürü, boynunun yapısı, ağzının açılması, dilini kullanma şekli, diyaframı ve nefes alışı ile ilgili her şey öğretiliyor. Eğitimli ses terapistleri tarafından uygulanan bu yöntem, gırtlak kanseri gibi hastalıkların da rehabilitasyonunda önemli bir rol oynuyor.
Reflü
Reflü ise medikal tedavi ve hastanın yaşamında gerekli değişimlerin yapılmasıyla tedavi ediliyor. Hastanın kilo almaması; çikolata, çay ve kahve tüketiminden kaçınması; çilek ve domates yememesi; egzersiz yapması ve stresten, yağlı yiyeceklerden ve sigaradan uzak durması gerekir.
Gırtlak (Larenks) Kanseri
En çok 40 ve 60 yaşları arasındaki erkeklerde görülen gırtlak kanseri, kadınlarda daha genç yaşlarda görülen bir hastalık. İnsanların neden gırtlak kanseri olduğuna dair yapılan araştırmalar da var. Bu araştırmalar reflünün gırtlak kanserinin altındaki en önemli etken olduğunu kanıtlıyor. Reflünün ardından ise alkol kullanımı geliyor. Alkol tek başına kanser yapmasa da reflüyü artıran, tetikleyen bir etkiye sahip. Alkolün etkisi sigarayla birleştiği zaman ise gırtlak kanseri oluşumu riski artırıyor.
Pek çok kanser türünde olduğu gibi gırtlak kanserinde de erken teşhis çok önemli. Çünkü tanı ne kadar erken koyulursa tedavi başarısı ve 5 yıllık yaşam şansı o kadar yüksek oluyor. Hastalık erken evrede yakalanırsa, cerrahi tedaviden de radyoterapiden de aynı sonucu elde etmek mümkün. İki tedavi yöntemi arasında da bazı farklılıklar mevcut. Cerrahi tedaviden sonra ses kalitesinde biraz bozulma ve kısılma olabiliyor. Çünkü ses telinden kanserli bölge tamamen çıkartıldığı için ses telinin gücü azalıyor ve iki ses telinin karşı karşıya gelişi olması gerektiği gibi olmuyor. Radyoterapi de ise ses kalitesinde bu bozulma yaşanmıyor.
Ayrıca cerrahi tedavi çok kısa bir sürede yapılırken, radyoterapi haftalarca sürebiliyor. Hastalık eğer ileri evredeyse o zaman cerrahi tedavi ön plana çıkıyor ve radyoterapi destekleyici rol oynuyor. Erken evredeki tedavi başarısı yüzde 99’lara yakınken, bu oran hastalığın evresi ilerledikçe düşüyor. Bu yüzden yaşanılan ses kısıklığı problemi bir haftanın üzerine çıktığı zaman, mutlaka bir KBB hekimine başvurmak gerekiyor. Çünkü ses kısıklığı normal bir şey değil ve mutlaka nedeninin belirlenmesi gerekiyor.
Ses Kısıklığını Kim Tedavi Edebilir?
Ses kısıklığı mevcutsa ve bu durum 1 haftadan uzun süredir devam ediyorsa bir Kulak-Burun-Boğaz uzmanına gidilmelidir. Muayene ve testlerin ardından teşhis konur ve tedaviye başlanır.
Ses Bozuklukları Nasıl Tedavi Edilir?
Ses bozukluklarının tedavi edilebilmesi için öncelikle tanı koyulması gereklidir. Ancak birçok farklı yöntemle tedavi mümkündür. Bu yöntemler; yaşam tarzı değişiklikleri, konuşma terapisi, ilaç tedavisi, enjeksiyon ve cerrahi tedavi uygulamalarından oluşmaktadır.
Ses Kısıklığını Önlemek İçin Ne Yapılmalıdır?
- Mümkün olduğunca sigara içilmemelidir.
- Vücutta su kaybına neden olacak yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalıdır.
- Bol miktarda su içilmelidir.
- Ses, uzun süreli ve zorlayıcı tonlarda kullanılmamalıdır.
- Uzun süreli olarak kapalı ortamda bulunulmamalıdır. Bulunulan ortam havalandırılmalıdır.
Ani Ses Kısıklığı Neden Olur?
Kontrolsüz bağırma olarak da adlandırılan ani yüksek ses kullanımı veya alerjik reaksiyonlar ani ses kısıklığına yol açabilir. Meydana gelebilecek komplikasyonların önlenmesi için doktora gidilmelidir.
Ses Kısıklığı İlaçla Tedavi Olur mu?
Evet, ses kısıklığının ilaçla tedavisi mümkündür. Ancak her hastada tedavi yöntemleri farklıdır. Kimi hastada cerrahi yöntemle tedaviye başvurulurken kimi hastada ise ilaçla tedaviye başvurulur.
Ses Kısıklığı İlaçsız Tedavi Olur mu?
Her ses kısıklığı ilaçsız tedavi ile geçmemektedir. Sizin için en uygun olan tedavi yöntemine muayene ardından doktorunuz karar verecektir.